Yüreğimizin dünyada kim olmak istediğimize duyduğu en derin arzuyu bilebilir miyiz ve bu varoluş şeklini tam bir bağlılıkla gerçekleştirmek için yaşayabilir miyiz?
Hayatta düştüğümüz, arzuladığımız yoldan çıktığımız, niyet ve hedeflerimizden uzağa savrulduğumuz anlar olacaktır. Bunları normal kabul etmek ve hatta beklemek gerekir. Burada mesele kendimizi ne sürede toparladığımız, ne hızla yeniden doğru yola girme gayreti gösterdiğimizdir.
Psikopatoloji gerçeklikten kopmak ile, onunla uyum içinde yaşayamamakla yakından alakalıdır. Ve insan gerçeklikten keyfi için kopmaz. Onunla olduğu haliyle başa çıkmadığı için kopar. Dikkatimiz, enerjimiz ve zamanımız. Bu üçünü nerelere verdiğimiz üzerindeki farkındalığımızı arttırmak, hayatta daha arzulanası bulduğumuz sonuçlara yaklaşmanın birincil gerekliliklerinden. Nasıl ki kesemizi her isteyene açmıyor, paramızı ancak ve ancak değerli bulduğumuz şeylere harcıyorsak, aynı özen dikkatimiz içinde geçerli olmalıdır. Dikkatimizi verdiğimiz şeylerden buna değmelerini, bizi daha iyiye ve yaşamak istemediğimiz hayat yönünde taşımalarını talep etmek gerekir.